Sorunu sor hemen cevaplansın.
Edebiyatta Sembolizm Nedir
Sembolizm (Simgecilik) Nedir
Sembolizm şöyle özetlenebilir:
• Sembolistler soğuk plastik güzelliği, nesnelliği savunan, özdekçi (materyaliste) ve olgucu (pozitiviste) Parnasse'çılara tepki olarak ortaya çıktılar, ülkücülüğü (idealisme) ve sezgiciliği (intuitionisme) savundular. Bütün ülkeler ve bütün dönemler için geçerli bir güzellik kavramı olacağına inanmazlar. Duruk'un (statique) karşısında yer alır, oluşumu kutsarlar. Klasizme; şiir sesi söylevci olduğu ve akıl hocalığı yaptığı için, romantizme; gözyaşı tecimiyle uğraştığı, anlatımı pek yalın olduğu için; Naturalizme (doğalcılık); şiirlerinde ruh bulunmadığı için kızarlar.
• Örtülü güzelliği severler. Doğaya, nesnelere, olaylara buğulu bir camın ardından bakarlar. Anlamda da örtülüyü severler. Gerçeğin, yalın, çok açık biçimde değil sembollerle sunulmasını, şiirin anlamına okurun, bilinciyle, bilinçaltıyla, sezgilerle yaklaşmasını isterler. Sembolist ozan konuya, bir sembolle, ya da birden çok sembollerden oluşan sözcükler topluluğuyla girer, düşünceyi geliştirir, açar ve ana düşün'ü (mere-idee) ortaya kor.
• Duyumlar (renk, koku, ses, vs…) düşüncelerin işaretleridir.
• Şiir yüreğin bir sarkışıdır, Parnasse'cılarınki gibi nesnelliği değil, bireysel bir öznelliği yansıtır. Anlatım büsbütün kapalı değil, ama kapalı ve örtülüdür. Nesneler açıkça anlatılmaz, ustaca çağrıştırılır. Dil, gerçek dışının, bilinçaltının, düşün kapılarını açmaya yarayan bir anahtardır. Önemli olan sözcüklerin tınısı ve çağrışımıdır. En iğrenç bir sözcük bile çağrışım ve ezgi gücü varsa şiirde yerini alır. Sembolistler dilbilgisi kurallarına, cümle kurgusuna (Syntaxe) sıkı sıkıya bağlanmaz.
Sembolistler en büyük devrimi şiirin özünden çok biçiminde yaptılar. Özgür dizenin, giderek, bugünkü serbest şiirin kurucusu onlardır:"Dizelerin düzeni, söyleyiş ve biçim yapısı geleneksel formül, yeni uyum için yeterli değildi. Ayrıntıları çoğaltmaya elveren, klavyeleri daha yumuşak, yeni bir çalgı gerekiyordu." (R. Sabatier). Verlaine ve Rimbaud gibi öncüler, bu konuda da kapıları aralamışlardı.
Sembolistlerde dize değil, bağlam (dörtlük) egemen hale gelir. Sembolistlerin özgür dizeli şiiri, bir grup ritim dizisini içerir. Üstünlük bağlamındır. Bağlam ise esinden önce var olan bir biçim değil, şiirsel gereçlerin içinde öğütüldüğü bir değirmendir. Bağlamı türdeş kılan, zenginleştirilmiş, bazen de, ana sese katılan seslerle çağrışımların yer aldığı tek bir düşüncenin açıklanmasıdır. Eğer bu sesler ve çağrışımlar çok sayıdaysa bağlam uzun, az sayıdaysa kısadır. Bağlam içindeki tinsel (Spirituel) öğelerden her biri görece bir özerkliğe sahiptir.
Düzenli dize gözden düşmedi, özgür dize de doğrulandı, şöyle bir bileşime varıldı: “Önemli olan ozandır.” Bir ozan acemi ya da orta nitelikte olursa, düzenli dizeyle de, özgür dizeyle de şiir yaratamaz. Aynı acemi ya da ortalama ozanın elinde düzenli dizeler de şiir değil, uyak ve ölçü yığınlarından oluşan koşuk doğurur, ortaya dengesiz bir deyiş çıkar. Niteliksiz bir ozan özgür dizeyle şiir yazmaya kalksa, özgür dizeler değil, birbirinden keyfi koparılmış dizeler yazabilir, uyumlar da uyumsuzluklar da şiir gereği değil, zorlama sonucu olur. Demek ki, ustalık olmayınca, düzenli dize de, özgür dize de bir işe yaramaz. Özgür dize, geleneksel dize eskiden beri de tartışılıyordu. Sembolistler için önemli olan, dizenin de, bağlamın da dar kurallar içine kapatılmaması, dizenin de bağlamın da şiirsel düşüncenin izlediği yola göre biçimlenmesiydi. Şiirin değerini hece sayısı, ölçü, uyaklar değil, ruhsal içeriği saptasın diyorlardı. İncelemeler, soruşturmalar, Georges Vanor'un, Charles Morice'in, Jean Moreas'ın bildirileri birbirini izledi. Etkisi diğer sanatlara da kol saran bu akıma halkın ilgi ve merakı arttı. Dergiler çoğaldı: La Plume (Kalem), Entretiens politiques et litteraires (Siyasal ve yazınsal söyleşiler), Mercure de France, Revue blanche (Ak Dergi), L'Ermitage gibi. Basında akıma değgin kısa, uzun yazılar çıkmaya başladı. Bu dönem şiirin en güzel dönemlerinden biridir. Gariptir, öylesine devingen, öylesine ayrı on-dokuzuncu yüzyılda Romantizm sesini duyuramıyor, Parnasse ve Sembolizm Okulu en devingen ve en yaratıcı çağını yaşıyordu. Yazmada bu iki akım egemendi.
Sembolizmin Başlıca Özellikleri
* Duygu ve düşüncelerin anlatımında "semboller" önemli rol oynar. Her nesne bir semboldür. Dışarıda gördüklerimizle, gerçekte var olan; fakat evrende göremediklerimiz arasındaki ilişkiyi semboller sağlar.
* "Kapalılık" bu akımın başka bir özelliğini oluşturur. Herkes, bir şiirden değişik anlamlar çıkarabilir.
* "Sessizlik", "siliklik" (alacakaranlık, güneşin batışı, ay ışığı, durgun sular, gölgeler, sararmış yapraklar, ıssız parklar...) sembolizmi süsler.
* "Müzik" şiirde "amaç" olarak kullanılmıştır. Şiir, sözden çok müziğe yakın olmalıdır. Burada, "müzik" ile kastedilen, sözcüklerin ruhumuzda yarattığı uyumdur.
* Şiire "lirizm" egemendir. Sembolistlere göre, "şiir, okuyucuların ruhunda tatlı duygular uyandırmalıdır."
* "Öznellik" ve bunun sonucu olarak "yorum", sembolist şiirin özelliklerindendir. Şiiri okuyan herkes, farklı yorumlamalıdır.
* Dil, sanattan anlayanlara hitap eder; bu nedenle, genelde ağırdır.
* Daha çok şiir dalında eserler verilmiştir.
* Serbest vezin kullanılmış, nazım biçimi olarak müstezat tercih edilmiştir.
Sembolist Sanatçılar ve Eserleri
* Charles Baudelaire: Elem Çiçekleri (Istırap Çiçekleri)
* Paul Marie Verlaine: Güftesiz Şarkılar, Hikmet, Lanetlenmiş Şiirler
* Arthur Rimbaud: Sarhoş Gemi
* Stephane Mallarme: Poesies, Divagations
* Paul Valery: Charmes
* Maeterlinck: La Princesse Maleine (oyun), Mavi Kuş (oyun)
Türk Edebiyatında Sembolizm
Ahmet Haşim, Cenap Sahabettin, Cahit Sıtkı Tarancı, Ahmet Muhip Dıranas, Ahmet Hamdi Tanpınar... gibi sanatçıların şiirlerinde sembolizmin özelliği görülmektedir.
Örnek Soru
Özellikle hayal, lirizm, sözden çok musikiye yaklaşma, güzelliği uyandırma, gölgecilik, sessizlik, alacakaranlıklar, serbest nazma kaçış, musiki gücü olmayan sözcükleri ayıklama, sanatçının duyuş gücü ile okurun seziş gücüne bağlanma bu anlayışın en belirgin özelliklerindendir.
Bu parçada sözü edilen edebi akım, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sembolizm
B) Sürrealizm
C) Dadaizm
D) Parnasizm
E) Romantizm
Cevap: A
Uygulama:
Aşağıda verilen sanatçıların bağlı oldukları akımları verilen boşluğa yazınız:
* Mallarme
* Gautier
* Tevfik Fikret
* Balzac
* Lamartine
* Baudelaire
Sembolist Şiir Örnekleri
SONE
Derdim, yeter, sâkin ol, dinlen biraz artık!
Akşam olsa diyordun, işte oldu akşam,
Siyah örtülerle sardı şehri karanlık;
Kimine huzur iner gökten, kimine gam.
Bırak, şehrin iğrenç kalabalığı gitsin,
Yesin kamçısını hazzın sefil cümbüşte
Toplasın acı meyvesini nedâmetin
Sen gel, derdim, ver elini bana, gel şöyle.
Bak göğün balkonlarından geçmiş seneler
Eski zaman esvaplarıyla eğilmişler;
Hüzün yükseliyor, güler yüzle, sulardan.
Seyret bir kemerde yorgun ölen güneşi
Ve uzun bir kefen gibi doğuyu saran
Geceyi dinle, yürüyen tatlı geceyi.
(Charles Baudelaire’den çeviren: Sabahattin Eyuboğlu)
GÖK ÖYLE MAVİ
Gök öyle mavi, öyle durgun,
Damlar üzerinde! Yeşil bir dal sallanadursun,
Damlar özerinde.
Ürpertip gökyüzünü birden,
Bir çan tın tın eder Bir kuştur şu ağaçta öten
Türküsünü söyler
İşte hayat! Aç gözünü gör,
Bak ne kadar sade. Her günkü sakin gürültüdür
Şehirden gelmekte.
Ey sen ki durmadan ağlarsın,
Döversin dizini, Gel söyle bakalım ne yaptın, N”ettin gençliğini?
Paul Verlaine, (Çev. Cahit Sıtkı Tarancı)
Sembolizmde Şiir Sanatı
Musiki, her şeyden önce musiki; Onun için tekli mısradan şaşma. Kıvrak olur, erir havada sanki; Ağır aksak söyleyişe yanaşma.
Güzel sözler tül ardında görünsün Gün ışığı titremeli şiirinde, Ak yıldızlar maviliğe burunsun Ilgıt ılgıt sonbahar göklerinde
Tut belâgati boğazından sustur, El değmişken bir zahmete daha gir Kafiyenin ağzına da bir gem vur Bırakırsan neler yapmaz kim bilir?
Hep musiki biraz daha musiki Havalanan bir şey olmalı mısra Deli bir gönülden kalkıp gitmeli Başka göklere, başka sevdalara
Paul Verlaine, (Çev. S. Eyüboğlu - Melih Cevdet Anday)
Tarih: 2014-03-16 22:00:00 Kategori: Edebiyat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.